27. Vergi haftası kapsamında düzenlenen "VERGİ DENETİMİNDE MÜKELLEF HAKLARI" Panelinde Şadi ÇETİN "Meslek MensuplarInIn (SMMM-YMM)
VERGİ DENETİMİNDE MÜKELLEF HAKLARI DÜZENLEME VE UYGULAMALARINA İLİŞKİN GÖRÜŞ, ÖNERİ VE ELEŞTİRİLERİ" konulu sunumunu gerçekleştirdi.
Meslek MensuplarInIn (SMMM-YMM)
VERGİ DENETİMİNDE MÜKELLEF HAKLARI DÜZENLEME VE UYGULAMALARINA İLİŞKİN GÖRÜŞ, ÖNERİ VE ELEŞTİRİLERİ
ŞADİ ÇETİN
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİR
TÜRK VERGİ SİSTEMİ - GENEL GÖRÜNÜM
Türkiye nüfusu 78.741 bin kişi
Gelir Vergisi faal mükellef sayısı 1,8 milyon
43 kişiye 1 beyanname düşüyor.
GV tabanı çok dar.
GV’nin 1/3’ü mükelleflerin sadece binde 3’ü tarafından beyan ediliyor.
GV’nin %90’ı stopaj yoluyla toplanıyor.
Kurumlar Vergisi faal mükellef sayısı 674 bin
Anonim şirket sayısı 96 bin.
Şirketlerin %99,5’i KOBİ’dir.
TÜKETİM VERGİLERİ VE STOPAJA DAYALI BİR VERGİLENDİRME SİSTEMİ
KDV faal mükellef sayısı 2,4 milyon
Ödenecek toplam KDV’nin %53’ü mükelleflerin binde 2’si tarafından beyan ediliyor.
Bugün Türkiye’de inceleme oranı %2 seviyesinde
Büyük mükelleflerde bu oran %12 olarak açıklanmıştır.
Resmi rakamlara göre kayıt dışı ekonominin GSYH oranı %26,5
OECD ülkelerinde bu oran ortalama yüzde 19,2’dir.
Toplam vergi gelirlerinin yarısından fazlası ÖTV ve KDV’den oluşuyor.
Vergilendirmede adaleti ne ölçüde sağlayabiliyoruz?
Adalet mülkün temelidir. HZ. ÖMER
VERGİ İNCELEMESİNİN TEMEL HEDEFİ
Ödenecek verginin doğruluğunu araştırmanın yanı sıra;
Adaleti sağlamak.
Mükellefleri bilinçlendirmek ve eğitmek,
Vergiye gönüllü uyumu sağlamak,
Haksız rekabeti önlemek,
Kayıtlı ekonomiyi büyütmek ve genişletmek,
Suç gelirlerinin aklanmasını önlemek,
Terörün finansmanı ile etkin mücadele etmek, olmalıdır.
VERGİ İNCELEMESİ NEDİR, NE DEĞİLDİR?
Türk vergi sistemi beyan esasına dayanır.
Beyan sisteminin yerleşmesi için vergi incelemesi kesinlikle ŞARTTIR.
Vergi incelemesi, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamaktır. (VUK Md.134)
Vergi incelemesinin amacı ASLA VERGİ GELİRLERİNİ ARTTIRMAK DEĞİLDİR.
Her incelemede mutlaka bir matrah farkı ŞART DEĞİLDİR.
İncelemeler adil ve objektif olmalı, asla bir silah olarak kullanılmamalı.
Zorunlu olmadıkça bir mükellefin her firması ve 5 yılı birden incelenmemelidir.
6009 SK ve DEVRİM NİTELİĞİNDE DEĞİŞİKLİKLER
Mükellef hakları bakımından 6009 sayılı kanun bir milattır.
Tam ve sınırlı inceleme ayrımı getirilmiştir.
İncelemelere süre sınırlaması getirilmiştir.
Mevzuata aykırı rapor düzenlemek yasaklanmıştır.
Rapor Değerlendirme Komisyonları ihdas edilmiştir.
Vergi inceleme usul ve esasları Yönetmelikle açıklanmıştır.
İnceleme elemanlarının, incelemeyi yayma ve genişletme yetkisi sona erdirilmiştir.
Geniş içerikli İncelemeye Başlama Tutanağı düzenlenmesi zorunlu hale getirilmiştir.
VERGİ İNCELEMESİNE NASIL BAŞLANIYOR?
Mevzuat gereği, önce mükellefe defter belge ibraz yazısı tebliğ edilmesi gerekir.
Mükellef bu tebligat üzerine; bir yandan defter belge hazırlığını yaparken, diğer yandan inceleme yeri konusunda karar verir.
Mükellefe verilen süre sonunda incelemeye başlama tutanağı düzenlenir ve inceleme resmen başlar.
Fakat Her Zaman Bu Böyle Olmaz…
1) Defter belge telefonla istenir ve herkes koşarak götürür.
2) Bazen aynı gün telefon edilir, defter belge istenir ve aynı gün tutanak tutulur.
3) Hatta bazen zaman aşımına uğramış yılın (2010) defter ve belgeleri dahi istenebilir. (Done Raporu için)
İNCELEMEYE BAŞLAMA TUTANAĞI
İncelemeye başlama tarihi tutanak tarihidir.
İncelemeye başlama tutanağı düzenlenmeden mükellef her zaman VUK pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir.
İncelemeye başlanmadan evvel mükellefe, incelemenin konusunun açık olarak izah edilmesi şarttır.(VUK 140/1)
Ancak uygulamada bu izahat tam olarak yapılmaz, bunun yerine genel ifadeler kullanılır. (Ör. Risk Analizi)
İNCELEMELER NORMAL SÜRESİNDE BİTİRİLMELİDİR
İncelemenin mümkün olan en kısa sürede tamamlanması kanunun amir hükmüdür. (VUK Md. 140)
Tam incelemelerin en fazla 1 yıl, sınırlı incelemelerin en fazla 6 ay içinde bitirilmesi gerekir.
Çeşitli mazeretlerle bu kural sıklıkla delinmektedir.
(Altı ayı geçmemek üzere ek süre verilebilmektedir)
İnceleme uzadıkça mükellef asıl işine odaklanamaz.
MÜPHEM KONULARDA MÜKELLEFLERİN ÖZELGE İSTEME HAKKI VARDIR.
2010 Yılında yapılan değişiklikle özelge ve sirkülerler artık mevzuat hükmündedir.
Bize göre müphem konularda yeterince açık özelge verilmiyor.
Aynı şekilde izaha muhtaç konularda Sirküler de yayımlanmıyor.
Örneğin, İndirimli KV Sirküler Taslağı hala yayımlanmamıştır.
GİB verdiği özelgelerin tamamını yayımlamıyor.
Aylık bir bülten ya da dergi vasıtasıyla bunların tamamını yayımlamalıdır.
İdarenin yorumunu ve bakış açısını bilmek mükellefin en doğal hakkıdır.
MEVZUATIMIZ YETERİNCE AÇIK DEĞİL VE ÇOK SIK DEĞİŞİYOR
Gelişmiş ülkelerde kanunlar, yürürlük tarihinden en az birkaç yıl önce yayımlanır.
Bizde ise aynı gün yayımlanıyor ve yürürlüğe giriyor.
Mevzuat çok karışık ve çok sık değişiyor.(Yamalı Bohça)
Gri alanların çokluğu mükellef ile müfettişi karşı karşıya getiriyor.
Vergi kanunları günümüz koşullarına göre yeniden yazılmalı.
Vergi mevzuatının basit ve kalıcı olması mutlaka sağlanmalıdır.
VERGİ İNCELEME TUTANAKLARINA İTİRAZLARIN YAZILMASI
İdare hukuku evrak üzerinden görülür.
Yargı aşamasında en önemli ispat aracı tutanaklardır.
Tutanaklar oldu bittiye getirilmemelidir.
Mükelleflerin itiraz ve mülahazaları varsa, inceleme tutanağına geçirilmesi mükelleflerin yasal hakkıdır.
Uygulamada genellikle mükellef adına ifadeler önceden hazırlanmış oluyor.
Tutanak taslağının bir sureti en az bir gün önceden mükellefe verilmelidir.
Mükellef tutanak taslağının içeriğini kontrol edebilmeli ve gerekiyorsa kendi ifadesini kendi hazırlayabilmelidir.
Demokrasiyi ve insan haklarını içselleştirmek, mükellefi tam bir vatandaş olarak görmek ancak böyle olur...
RAPOR DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARI (RDK)
RDK’lar vergi inceleme raporlarının mevzuata uygunluğunu denetlemek ve mükellefin hakkını korumak için kurulmuştur.
RDK’lar devrim niteliğinde bir düzenleme olmasına rağmen, maalesef ölü doğmuştur.
RDK’ya giderken mükellefin elinde bir rapor taslağı yoktur.
Mükellef ne ile suçlandığını ve neyi savunacağını bilmiyor.
Mükellef talep ettiğinde bu komisyonda mükellefin dinlenmesi ihtiyari değil, ZORUNLU olmalıdır.
RDK görüşmelerinde mükellefin ifade, görüş ve önerileri mutlaka bir tutanağa bağlanmalıdır.
İbraz ettiği bilgi ve belgeler bu tutanağa eklenmelidir.
RDK’lar etkin olmalı, yargıya gerek kalmadan mükellefin hakkını koruyabilmelidir.
ZAMAN AŞIMI SINIRINDAKİ İNCELEMELER
İncelenmesi şart olan bu kadar önemli evrak nasıl son güne kalıyor?
Buna sebep olan her ne varsa araştırılıp-soruşturulmalıdır.
Sistemin aksayan yönleri mutlaka düzeltilmelidir.
5 yıllık gecikme faizi mükelleflere ağır bir yük getiriyor.
İncelemeler güncele yakın olmalıdır.
YAŞANAN BAZI SORUNLAR:
1) SMİYB kapsamındaki çok küçük tutarlı faturalar, zaman aşımı kıskacında müfettiş ve mükellef arasında gereksiz gerginliğe yol açıyor.
Örneğin «Büyük bir mükelleften 70-TL’lik fatura için bütün defter belgesi isteniyor» Bu durum VDK’ya zarar veriyor. VDK bu konuda yetki almalı, belli rakamın altında kalan incelemeleri hıfza kaldırılabilmelidir.
2) Zaman aşımını durdurmak için matrah takdirine gidiliyor.
Bu durumda zaman aşımı 1 yıl uzuyor. Bu yola sık başvurulması mükellef haklarının ihlalidir.
VERGİ TEKNİĞİ RAPORLARI (VTR) HAKLI-HAKSIZ DİNLEMİYOR
VTR’ler önemli bir süzgeçten geçerek yazılmış olsa bile, oldukça önemli hatalar içeriyor.
VTR’ler herkesin elini kolunu bağlıyor: VTR’ye aykırı rapor düzenlenemiyor.
Raporda adı geçen herkesin, SMİYB kullandığı iddiasıyla KDV indirimi reddediliyor.
VTR’ler mükelleflere tebliğ edilmediğinden, mükellef neyle suçlandığını bilmiyor.
Kimse suçu ispat edilmeden, VTR’ye dayanarak suçlu ilan edilemez.
Hakkında VERGİ SUÇU RAPORU yazılan mükellefin vergi ve cezaları TERKİN edilip ceza davası BERAAT ile sonuçlandığında, bunun hesabını kim verecek?
MÜKELLEF HAKLARI VAR DA, MESLEK MENSUBU HAKKI YOK
Biz meslek mensupları görevimizi ve yetkimizi 3568 sayılı kanundan alıyoruz.
Biz hazine ile mükellef arasında köprü görevi görüyoruz.
Yaklaşık olarak 100.000 kişilik meslek ordusu ile mükelleflerimize hizmet ediyoruz.
Yaptığımız işlerin sorumluluk gerektirdiğini biliyoruz.
Fakat elimiz kolumuz bağlı ve sorumluluğumuz çok ağır.
Kasıt, ağır kusur ve illiyet bağı açıkça ortaya konmadan meslek mensubu aleyhine işlem tesis edilemez.
Her matrah farkı = sorumluluk anlayışını kabul etmiyoruz.
YMM sorumluluk raporlarını değerlendirmek için kurulan RDK’lar yeni bir anlayışla yeniden düzenlenmelidir.
MESLEK MENSUPLARINDAN DAHA ÇOK İSTİFADE EDİLMELİ
2014 Yılında VDK, 9.212 müfettiş ile 55.284 mükellef incelemiştir. (Kaynak: VDK 2014 Faal. Rap.)
Aynı yıl 2.226 YMM tarafından, 29.521 mükellef ile tam tasdik sözleşmesi yapılmıştır.
2014 Yılında VDK ve YMM toplam 85 bine yakın mükellefe ulaşılmıştır.
Kıt kaynakların optimum kullanımı için vergi incelemelerinde YMM‘ler daha fazla değerlendirilmeli.
Çok basit karşıt incelemeler için mükellefler incelemeye çağrılıyor.
Halbuki tam tasdiği olan mükelleflerin karşıt incelemeleri YMM Bilgi Verme Yazısı ile yapılabilir.
Bu ve benzeri işbirliğini artırabilmek için tam tasdik özendirilmeli ve tam tasdik yaptıran mükellefler zorunlu olmadıkça yeniden incelenmemelidir.
TARHİYAT ÖNCESİ UZLAŞMA
Uzlaşma sistemi çok tartışılmaktadır.
Fakat, vergi anlaşmazlıklarının çözümünde önemli bir işleve sahiptir.
Hiç alınamayacak vergilerin tahsiline aracılık etmek gibi önemli bir fonksiyonu vardır.
Bu nedenle aksayan yönleri düzeltilerek sistemde varlığı sürdürülmelidir.
Mükellef uzlaşma sırasında ne ödeyeceğini tam olarak bilmelidir.
Bunun için Gecikme Faizi uzlaşma kapsamına alınmalıdır.
Kanun koyucu uzlaşma ile vergi alacağının bir an evvel hazineye intikalini amaçladığından; uzlaşma sadece tahakkuka değil, tıpkı VUK 376’da olduğu gibi belli bir vade de ödeme şartına bağlanmalıdır.
UZLAŞMALARDAKİ AKSAKLIKLAR
1) Kısmi uzlaşma-kısmi itiraz mükellefin YASAL HAKKIDIR. Uygulamada bu hakkın zaman zaman kullandırılmadığı gözlemlenmektedir.
2) Uzlaşmalarda standart bir indirim oranı uygulanması sistemin özüne aykırıdır. VİR’nun içeriğine göre uzlaşma yapılmalıdır. Gerekirse vergiden bile indirim yapılabilmeli, zayıf raporlar yargıya taşınmamalıdır.
3) Uzlaşma sağlanamazsa idare nihai teklifini tutanağa yazmak zorundadır. Mükellefin dava açma süresinin sonuna kadar bu teklifi kabul etme hakkı vardır. İdarenin nihai teklifi raporun zafiyetine delalet değildir. Gerekirse bu anlama gelmeyeceğine dair bir not düşülür. Bizim önerimiz tutanağa idare ile birlikte MÜKELLEFİN DE ÖNERİSİ YAZILMALIDIR.
4) Uzlaşma görüşmelerinde meslek mensubundan sözleşme istenemez.
Uzlaşma görüşmeleri sözleşme gerektiren işlerden değildir. 379 Seri Nolu VUK Gen. Teb.’deki düzenleme kanunun önüne geçmiştir. Tutanağı imzalayacak olan kişi mükelleftir.
SON ÇARE YARGI
Mükellef hiç incelemeye alınmayabilir. Bu ihtimal bugün için %98’dir. (Büyük Mükelleflerde %88)
İncelemede matrah farkı çıkmayabilir. Bu durumda Kabul Raporu yazılması gerekir…
İncelemede matrah farkı var ise mükellef RDK’da çare arayacaktır.
Bütün bu aşamalardan sonuç alınamazsa UZLAŞMA önemli bir haktır.
İncelenen mükellef uzlaşma dahil hiçbir aşamada umduğunu bulamazsa, artık son çare YARGI’dır.
Vergi inceleme raporlarının çoğu yargıda düşmektedir.
Fakat yine de YARGI ZOR VE UZUN BİR SÜREÇTİR.
Ülkemizde davalar maalesef çok uzun sürmektedir.
Geciken adalet, adalet değildir.
TEŞEKKÜRLER