Son zamanlarda bazı kanunların yürürlük maddesi ile ilgili tartışmalar yaşanıyor. Bu tür hataları gözünüzde fazla büyütmeyin.
Vergi kanunu yapmak ciddi bir iştir, neticede işin sonu paraya dayanır. Gelişmiş ülkelerde vergi kanunları en az üç yıl önce yayınlanır ve uzunca bir özümseme sürecinden sonra yürürlüğe girer. Başta yatırımcılar olmak üzere; tüm mükellefler kendilerini buna göre ayarlar.
Bizde ise maalesef tam tersi olur. Bir gece yarısı kanun çıkar ve sabah yürürlüğe girer, hatta bazen geçmişe yürüdüğü bile olmuştur.
Merak etmeyin, hatalı gördüğünüz ne varsa hepsi bir gece yarısı düzelir. Sakın yanlış anlamayın, bu tür hataları önemsiz gördüğümü sanmayın. Keşke tek hatamız bu olsa. Asıl sorun Türk vergi kanunlarının belli bir sistematikden yoksun olmasıdır. Vergi kanunlarımız o kadar çok sık değişmiş ki, ek madde-mükerrer madde derken adeta yamalı bohçaya dönmüş. Vergi kanunları nerdeyse tanınmaz hale gelmiş. Vergi hukukunda temel ilke vergiyi doğuran olayın meydana geldiği anda yürürlükte olan kanuna göre vergilendirmenin yapılmasıdır. Bu ülkede geçmişe yürüyen ya da geçmişi esas alan yasal düzenlemeler yapılmadı mı?
Kervan yolda düzülür anlayışı, vergi kanunlarında da kendini apaçık göstermiyor mu?
Maalesef torba kanunlara çok alıştık. Hızlı kanun yapalım derken bir çok şeyi birbirine karıştırıyoruz. Varlığından bile habersiz olduğumuz “Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in 17. maddesinde: “Konu itibarıyla aralarında bağlantı bulunması sebebiyle birden fazla mevzuatta düzenleme yapılmasını gerektiren haller dışında, bir çerçeve taslak ile birden fazla düzenlemenin hükümlerinde değişiklik yapılamaz” hükmü yer aldığı halde her yeni düzenlemeyi torba kanunlarla yapmıyor muyuz?
Onun için bunları fazla dert etmeyin dostlar. Bir torbanın içine her şeyi doldurunca, sadece yürürlük tarihi karışmış çok mu?
Şadi Çetin
19.04.2022