|
|
|
» Amortisman Sınırı
» Vergiden Müstesna Yemek Bedeli
» Emlak Vergisi Oranları
» Fatura Düzenleme Sınırı
» Değer Artış Kazançları İstisna Tutarları
» Kıdem Tazminatı Tavanı
» Usulsüzlük Cezalarına Ait Cetvel
» Yıllık Ücretli İzinler
|
|
|
|
|
|
Ülke içinde kullanılan muhasebe
standartlarını uluslararası standartlarla
bütünleştirebilmek için 1995 yılından bu yana 43
uluslararası muhasebe standardı Türkiye’ye ...
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
SANAYİCİ OLMA, RANTİYE OL !
Kamu giderlerini karşılamak için vergi şart. Yeraltı zenginlikleri ve turizm gelirleri çok fazla olan birkaç ülke dışında bu dünyada vergisiz bir hayat mümkün değil. Türkiye’de vergiler çok yüksek ve vergi yükü maalesef adil dağılmıyor. Anayasa gereği çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınması lazım. Devlet yakaladığı mükellefleri neredeyse canından bezdiriyor. Buna karşılık hiç vergi almadığı ya da alamadığı alanlar var.
Vergi adaletinin büyük ölçüde sağlandığı ülkelerde vatandaşlar daha huzurlu. Size basit bir örnek vereyim. Almanya’da yeni bir alan imara açılacaksa, önce bu alan kamulalaştırılır. Kamulaştırılan bu alan örneğin mısır tarlası ise tarla sahibine aynı ölçüde başka bir tarla verilir. Belediye masa başında bu alan için harika bir plan hazırlar. Ürettigi arsaları rayiç bedel üzerinden satışa sunar. Arsa gelirleri ile alt yapıyı, yolları, parkları vb tamamlar. Bu işlem sonunda belediyeye çok ciddi bir gelir kalır. Yani rant geliri tamamen kamuya kalmış olur. İşte güçlü belediyecilik böyle olur.
Bizde nasıl oluyor? Yeni bir alan imara açılır. Tarla sahibi kat karşılığı yüzlerce daire alır ve bir kuruş vergi vermez. Devlet bu alanın bütün altyapısını ve yollarını bizden topladığı vergilerle yapar.
Bu ne yaman bir çelişki değil mi?
Elinde yüksek miktarda parası olan iki girişimci düşünün. Biri imara açılacak tarlaya yatırım yapmış olsun. Diğeri aynı parayla imalat ve ihracata yönelik yatırım yapsın. Biri yan gelip yatarken, rant gelir ile yedi sülalesini zengin eder. Diğeri üreteceğim, ihracat yapacağım diye dünyanın çilesini çeker. Canlı şahitlerim var, “Allah benim belamı vermiş de sanayici olmuşum, keşke ben de paramı imarı yakın tarlaya yatırsaydım” diyorlar.
Burada iki temel sorun var.
1-Rant geliri kamuya değil şahıslara gidiyor.
2-Girişimcilere yanlış mesaj veriliyor. “Üreteceğim, ihraç edeceğim diye çırpınma; imara açılacak alanlara yatırım yap, kısa yoldan sülalece köşeyi dön” deniyor.
Sonuç: Rant gelirini vergilendirmezseniz, rantiyeler ve yedi sülalesi hesapsız zengin olur, ömür boyu yatarlar, hiçbir üretim yapmazlar, harcarken aldıklarının fiyatını bile sormazlar, bu gariban milletin sırtından geçinirler.
Türkiye ne yapıp yapmalı Almanya örneğini hayata geçirmeli ve rant gelirini mutlaka kamuya aktarmalıdır.
YAPIYORMUŞ GİBİ YAPMAK
Bizim milletçe bir hastalığımız var.
“Yapıyormuş gibi yapmak”. Etrafınıza şöyle bir bakın. Çökük yamalı yollar. Her yıl sökülüp yapılan kaldırımlar ve daha niceleri. Siz örnekleri çoğaltabilirsiniz. En hayati konularda bile ne kadar “yapıyormuş gibi yapıyoruz” değil mi?
Aslında bu kendimizi aldatmaktan öte bir anlam ifade etmiyor . Çünkü yapıyormuş gibi yaptığımız her şey gerçekten yapılmadığı için yine ve yeniden çözülmesi gereken bir sorun olarak çıkıyor karşımıza. Türkiye bu hastalığını yenemediği sürece asla hakettiği yerlere gelemeyecek…
Aslında siz değerli bağlantılarıma mevzuatla ve çözüm önerileriyle ilgili çok şeyler yazmak istiyorum . Fakat içimden gelmiyor. Çünkü kimse dinlemiyor. Dostlar alışverişte görsün havasındayız. Herşeyi dinliyormuş ve yapıyormuş gibi yapıyoruz. Tarafları dinlemeden, sadece gündelik çözümlere odaklanıyoruz. Biz “mevzuat çok karışık” dedikçe mevzuat her gün daha da karışıyor. Tabii ki bu kasıtlı yapılmıyor. Dedim ya gündelik çözümlere odaklandığımız için resme büyük bakamıyoruz.
Örneğin enflasyon düzeltmesi. Ne dediysek ne söylediysek sesimizi duyuramadık. Sonuçta öylesine karışık, öylesine adaletsiz bir tablo çıktı ki ortaya; ne devlet memnun, ne mükellef memnun, ne de biz meslek mensupları memnunuz...
Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcımız enflasyon düzeltmesinin yıl sonunda tekrar değerlendirileceğini söyledi. Umarım bu defa başta TURMOB olmak üzere; mükelleflerin ve biz meslek mensuplarının sesine kulak verilerek, makul ve kalıcı bir çözüm üretilir.
|
|
|
|
|